11 Nisan 2016 Pazartesi

Asker Kocamı Ziyarete Gittim

Sıcak bir temmuzdu. Asker olan kocamı ziyarete gidiyordum otobüsle… Üzerimde askılı beyaz bir body, altımda tanga üzerine diz üstü bir etek vardı. Sevişmeyeli tam iki ay olmuştu. Çok azgındım. Evlenmeden önce de birkaç erkekle uzun süreli ilişkim olmuştu ve bakire gitmemiştim kocama. Ama o kabul etmişti.
       Yola çıktım çıkalı içim bir hoştu… Birileri ile yatma isteği vardı içimde… İlk defa kaynana baskısından uzaktım ve özgürdüm. Nereye gittiğimi, ne yaptığımı sorgulayan o zebellah kadının baskısından kurtulmuştum bu yolculukta… Ama bir yandan da kendimi benim gibi aç olan kocama saklamak isteği vardı içimde… Deli gibi sevişmeyi planlıyordum kocamla ve kendimi ellemekten bile kaçınıyordum.
         Hava kararmış çoğu yolcular uyumuştu. Muavin ve bazı yolcular sık sık yanımdan geçiyor, badimden rahatlıkla görünen memelerime ve toplanmış eteğimin altındaki uzun bacaklarıma bakıyorlardı. Bu durum beni tahrik ediyor, onlar geçerken daha çok eğiliyor memelerimi gösteriyordum.
       Otobüstekilerin hemen hepsi kaba saba, aç bakışlı tiplerdi, yanlarındaki kadınlar da çoğu kapalı, biçimsiz, şişman bedenleriyle onlara yakışır vaziyettelerdi. Yani içlerinde bir tek ben vardım bakımlı, parfüm sıkmış ve onlara göre çok cesur giyinmiş olan. Tabii bir de 21 yaşında olmanın körpeliğini de unutmayalım.
                                 
         Uzun ve sıkıcı yol böyle geçti. Akşamın ilerleyen saatlerinde otobüs mola verince önce tuvalete gidip makyaj tazeledim. Parfüm sıktım bolca ve mola yerinin bahçesinde elimdeki kolayı içerek gezinmeye başladım. Bir sürü aç herifin ortasında tek güzel kadın olmak heyecanlandırdığı kadar korkutuyordu beni… Bir anda arkamda birini hissettim, karanlıktı biraz da… Yanıma yaklaştı ve fütursuz bir tavırla,
         ”Ulan orospu, deli ettin milleti… Senin anan baban kocan yok mu?” dedi. Dondum kaldım. Terslesem işler karışabilirdi.
         ”Kocamın yanına gidiyorum…” dedim sanki hakaret etmemiş de, normal bir konu açmış gibi yanıtladım adamı… Bir yandan da kullandığı orospu lafı azdırmıştı beni. Adam benim tepkisiz, gayet normal konuştuğumu görünce yumuşayıverdi. Eliyle bahçenin tenha köşesini gösterip,
          “Gel konuşalım biraz… Sıkılmışsındır saatlerdir tek başına koltuğun tepesinde…“ dedi. Beraber gezinip sohbet ediyorduk. Gerçekten canım sıkılmıştı. İki laf edecek insan arıyordum. Öyle ki kısa zamanda kocamın asker olduğunu, iki üç aydır ayrı olduğumuzu, her şeyi öğrenivermişti. İlgiyle dinliyordu beni, arada sırada konuyu açıcı detay sorular soruyor, ben de anlattıkça anlatıyordum.
         ”Yaşadı asker ağa, üç gün kalkmaz üstünden…” falan dedi. Ben cevap vermedim. Sürekli gülümsüyordum.
         ”Yanıyosundur kız sen şimdi…” dedi.
                                           
         Cevap vermedim. Mola bitti. Otobüse bindik. O adamın beni bir önümdeki koltuğun yanında oturduğunu fark ettim. Korktum biraz. Bana orospu demiş ve ben de onunla muhabbet etmiştim. Kesin sarkar dedim kendi kendime. Öyle de oldu.
         Sık sık benim üst tarafımdaki çantalarla oynuyor güya düşmesin diye düzeltiyordu. Biraz dikkat edince aletinin sertleşmiş olduğunu gördüm. Resmen bana fark ettirmeye çalışıyor benim de gözüm ister istemez takılıyordu önüne. O da pis pis sırıtıyordu. 35-40 yaşlarında esmer bir tipi vardı. Bana orospu deyişi kulaklarımda çınlıyordu. Bir ara yanında karısı olduğunu fark ettim. Rahat 90 kilo kapalı çirkin bir kadındı.
          Kocamın askerlik yaptığı ile geldik. Valizim olmadığı için hemen inebilmiştim otobüsten. Hava yeni aydınlanmıştı. Bir kahvaltı etmek istiyordum. Sağa sola bakınırken o adam yanımdan geçti. Geçerken de
         ”Bekle, bir yere gitme, geliyorum…” dedi ve gitti.
         Şaşırmıştım. Hemen oradan ayrılmam gerektiğini biliyordum ama nedense yapamıyordum. Adam biraz ilerde karısı ile başka bir kadını bir taksiye bindirdi. Taksi gidince de bana doğru gelmeye başladı. Yine pis pis sırıtıyordu. Onun gelmesini beklediğime inanamıyordum. Yanıma geldi,
         ”Hadi gidelim bebek…” dedi. Koluma girdi yürümeye başladık.
         ”Karnım aç…” dedim. Sanki bu adamla yürüyüp gitmem değildi problem olan, karnımın açlığıydı sadece…
         ”Hallederiz” deyip beni yürütmeye devam etti.
                                   
         Bir müddet sonra hemen yakındaki sanayide bir lokantaya girdik. Çay ve tost söyledi. Herkes tanıyordu onu… Benimkiyle kendi aralarında konuşup duruyorlardı. Sadece orospu kelimesini anlıyordum. Ordaki adamlar bana bakıp sırıtıyorlardı. O sırada kocam aradı geldin mi diye. Geldim dedim. Bana birliği tarif etti.
         ”Çok özledim seni… Ama hemen gelme. Eğitim ve spordayız, öğlenden sonra gel” dedi.
         Ben kocamla konuşurken adam elini dizime koyup okşamaya başladı. Çok heyecanlanmıştım. Kocam,
         ”Yüz verme sarkarlar, efendi gibi bir pastanede otur” dediği sırada biri sarkmakla kalmamış, ben kocamla konuşurken bacağımı okşuyordu.
         ”Tamam merek etme…” diyebildim zorla ve kapadım telefonu.
         ”Doyduysan gidelim…” dedi.
         Kendime hayret ediyordum ama içimi yakıp kavuran seks açlığı beni bir çıkmaza sokmuştu. Tek kelime ters laf edemediğim gibi ne isterse yapıyordum.
         ”Olur” dedim. Bir taksi çağırdı. Lokantadan çıkarken başka bir adam,
         ”İyi düşürmüşsün malı… Çok tazeymiş, işin bitince bize de yolla” demez mi.
         Adam sırıttı bişey demedi. Ama ben deli gibi tahrik olmuş, ıslanmıştım. Beni beş paralık bir orospu sanmışlardı. Neyse taksiye bindik şoföre bir şeyler söyledi. Az sonra şehre gelmiştik. Adam sürekli dizimi okşuyordu. Dar sokaklara girdik ve harap bir evin önünde durduk.
                               
         ”İniyoz” dedi.
         Peşinden kuzu kuzu indim. Taksiciyle bir şeyler daha konuşup yolladı. Anahtarla kapıyı açtı.
         ”Gir” dedi.
         Ya hayret ediyordum adam beni resmen eve atıyordu. Onun rüyasında bile göremeyeceği kadar genç ve güzeldim. Ama nutkum tutulmuştu ve birazdan beni becereceğini bile bile peşinden girdim eve.
         İçerisi darmadağınıktı ve çok havasızdı, korkunç da sıcaktı. Odada sadece açılmış ve üzerinde buruşuk çarşafların olduğu bir çekyat vardı. Oraya oturdu ve bana mutfağı gösterip
         ”Bir çay koy bakalım orospu…” dedi.
         Gülümsedim. Mutfakta çaydanlığı ve çayı bulup küçük tüpe koydum çakmak yoktu. İçeri yanına gidip
         ”Çakmak lazım” dedim.
         Cebinden bir kibrit çıkarıp uzattı. Yaklaştım alırken elimi okşadı. Tam gidiyordum ki
         ”Dur” dedi.
         Durdum öylece arkam ona dönük şekilde. Kalktı belime sarıldı. Boynumu öpüp yaladı. Tahrik olmuştum kıpırdayamıyordum.
         ”Şu üstündekini çıkar da öyle demle çayı” dedi. Bir an öylece kaldım. Sinirlendi,
         ”Hadisene orospu…” dedi.
         Hemen çıkardım bodymi ve sütyen kullanmadığım için armut biçimli uçları yukarı bakan memelerim açıkta kalmıştı. Neden bilmiyorum  ama
         ”Eteği de çıkarayım mı?” diye soruverdim. Hala şaşıyorum buna.
                           
         ”Çıkar” dedi. Çıkardım. Hiç tanımadığım kronun önünde tek tangamla kalmıştım.
         ”Hadi çayı demle şimdi…” dedi.
         Sırılsıklam bir şekilde çayı koydum. Gelir sandım ama gelmedi. Su kaynayana kadar ne yapacağımı bilmiyordum. Mutfakta mı beklesem yanına mı gitsem diye düşünürken yine cebim çalmaya başladı. Kesin kocamdı. Koşarak içeri gittim açar maçar diye. Adam çekyata uzanmıştı çantam hemen yanındaydı. Teli açtım, kocamdı.
         ”Ne yaptın?” dedi.
         ”Bir pastanede oturuyorum. Buluşacağımız saati bekliyorum aşkım…” dedim.
         Tüm bunları çırılçıplak, üzerimde sadece tangayla tanımadığım bir kronun önünde söylemek iyice tahrik etmişti beni…  Oradan buradan konuşurken adam eli ile yanını gösterip oturmamı istedi. Sesini çıkarmasın, kocam duymasın diye hemen yanına oturdum.
        Belim çekyatta yanlamasına uzanmış olan adamın dizlerine temas ediyordu. Ben kocamla konuşurken o da sırtımı okşamaya başladı. Kocam spordan kaytarmış, beni aramıştı. Zaman geçirmem için konuşuyor, beni, benimle sevişmeyi ne kadar çok özlediğini anlatıp duruyordu. Ben de ona karşılık veriyordum tabii ama, tanga külot haricinde çırılçıplaktım ve yabancı bir adam bedenimi okşuyordu bu arada… Ne kadar aşağılıktım. Ama bu durum hoşuma gidiyodu.
         Adam işi ilerletmiş mememi avuçlamıştı. 85 beden memem avucunda kaybolmuştu. Zevk alıyordum. Şehvet duygusu her yanımı sarmıştı. Nefesim sıklaşmış, konuşmakta zorlanıyordum ama kocam anlamıyordu çok şükür. Müthiş bir heyecandı. Sırtım öpülüyor iki memem de avuçlanıyordu.
        Beni kendisine çekerek yanına yatırdı. Bir eli ile memelerimi okşarken diğeri ile popomu mıncıklıyor, boynumu yalıyordu. Bense bir taraftan kocamla konuşuyor, bir yandan da yabancının vücudumun her bir köşesinde yaktığı alevlerin arasında zevkten kıvranıyordum.
         Sonunda kocam tekrar spora gitmek için telefonu kapatınca rahatlayabildim. Adama doğru döndüm ve
         ”Neler yapıyorsun bana? Kocam anlayacak diye ödüm koptu” dedim.
         Cevap vermeye bile tenezzül etmeden dudaklarıma yumuldu. Bıyıkları batıyordu. Ben de karşılık verdim ve onun dudaklarını emmeye başladım. Sarıldım. Hala giyinikti. Elimi gömleğinin altından sokup kıllı göğsünü okşamaya başladım.
         Popomu mıncıklıyor, beni deli gibi kendine çekiyordu. Dudaklarımız ayrıldı ve memelerimi emmeye başladı. Bitmiştim resmen. Mememin tekini koca ağzına alıyor, şapırdata şapırdata emiyor, doyunca ötekine geçiyordu.
         ”Çok tatlısın orospu” diyordu.
          Gülümsedim. O orospu dedikçe omuzlarını emiyor, dişliyordum. Biraz serbest bırakınca ben de onun kıllı ter kokan göğsünü emip öpmeye başladım. Saçlarını okşuyor memelerimi göğsüne bastırıyordum. Adam doğrulunca beni altına alacak ve ben isteğime kavuşacağım sandım. Ama adi herif beni öylece bırakıp tekrar oturdu ve
         ”Çay ne oldu?” dedi. Deli olmuştum sinirden…
         ”Boşver çayı…” deyip boynunu emmeye başladım. Memelerimi ağzına vermek için biraz doğrulunca adam beni itekledi ve
         ”Çay içecez kaltak kızdırma beni” diye bağırdı.
         Korkmuştum. Kalktım, mutfağa gidip çayı demledim. Ne yapmalıydım bilmiyordum. Beni o azdırmıştı. Bunca aylık açlıktan sonra kocamla sevişmeyi bekleyemeden kollarına atılmamı sağlamıştı. Delirtmiş, kudurtmuştu. Şimdi ise bir an önce yatırıp sikmesini beklerken, beni çay demlemeye gönderiyordu. Deli mi ne?
          Ben kara kara bunları düşünürken o da yanıma geldi. Sevindirik oldum gelmesiyle… Her şeyi unuttum ve içimdeki açlığı bastırmak için kollarımı boynuna dolayıp bıyıklı dudaklarına yapıştım.
         ”Ne azgın kaltaksın sen be, amına kodumun orospusu…” dedi.
         Gülümsedim. Düğmeleri açık gömleğinden terli vücudunu yalamaya başladım. Kötü azmıştım. Beni yine itti. Çay hazırdı. Bardakların, şekerin yerini gösterip içeri gitti. Ben de acele acele iki bardak çay doldurup yanına gittim.
                                 
         ”Otur içelim” dedi. Tepsi ortamızda oturduk çaylarımızı içerken bana bakıp bakıp orospu diyordu. Gülümsüyordum. Saçlarımı okşuyor enseme dokunuyordu. Çayı bitince,
         ”Doldur bakalım…” dedi.
         ”Yeter artık… Çay istedin, içtin işte…” diye yanıtladım. Tepsiyi kenara koyup yine kıllı göğsünü öpmeye başladım. Bir süre yaladıktan sonra beni yine itekleyip
         ”Çay koy orospu, doymadım…” dedi. Doldurdum yine ve getirdim önünde tepsiyi koymak için eğildiğimde memelerimi okşamaya başladı. Ne mutlu ki başka çay istememiş
         ”Gel bakalım yanıma orospu.” dedi. Hemen dizine oturdum ve memelerimi emmeye başladı. O sırada bu sefer onun cebi çaldı. Konuşuyordu ve o konuşurken ben omuzlarını emiyordum. Kapadı.
         ”Çıkar şu donunu…” deyip kaldırdı beni.
         Tangamı çıkardım artık önünde 21 yaşın körpeliği ile çırılçıplaktım. Elini tutup kaldırdım onu ve önce gömleğini, pantolonunu ve donunu çıkardım.
           Bu esnada sürekli bana küfür ediyordu. Aleti kıllıydı. Uzun ve kalındı. Daha ilginci uçtan dibe doğru daha da kalınlaşıyordu. Hoşuma gitmişti siki. Sertleşmiş ve karnına yapışmıştı resmen.
          Önüne diz çöktürdü ve ellerimi sikinin üstüne koydu. Önce yavaş yavaş boydan boya okşadım. Sonra kavrayıp kendime çekmek istedim ama o kadar sertti ki karnından ayırıp kendime çekemiyordum. Başımı tutup taşaklarına doğru çekti.
          Çok kıllıydı, hoşlanmazdım bundan ama çok azmıştım. Kıllı taşaklarını önce öptüm sonra bir iki dil darbesi yapıp sonra da yalamaya başladım. Bir süre yaladıktan sonra sikine çıkıp yalamaya başladım. Yanağımı karnına yaslayım sonunda ağzıma aldım başını. İnlemeye başladı. Ağzımın içinde döndürüp emiyor, sıkıyordum. Tadı hoştu. İnlemeleri gelince
         ”Boşalacak mısın?” dedim.
         ”Bir mahzuru mu var orospu?” dedi.
         ”Yoo…” dedim.
         Devam ettirdi. Bir süre sonra beni yavaş yavaş kaldırmaya başladı ben de kalkarken vücudunu yalıyordum. Hiç duymadığım ilginç bir kokusu vardı. Meme uçlarını emerken
         ”Hiç yarak yedin mi?” diye sordu. Hayır diye salladım başımı.
         ”İyiiii şimdi siftahı yapacan kaltak” dedi. Beni çekyata sırtüstü yatırdı ve dudaklarımı memelerimi karnımı dakikalarca yaladı emdi kıvranıyordum. Sıra amıma gelmişti. Deli gibi yalıyor burnunu bile gömmeye çalışıyordu.
         ”Lan ne tatlı amcığın var senin… Mis gibi kokuyo valla, bizim karılar camız gibi yanına yaklaşılmıyor” diyor yine emiyordu. Sesim artmaya başlamış kıvranıyordum. O da amımı yalarken konuşuyor,
         ”İyi ki sizin gibi orospuları kendilerine nikahlı karı yapıp buralara getiriyolar bizim gözümüz de karı görüyo yoksa sizin gibi bakımlı kaltakları nerdeee sikecez?” diyodu.
         Kulaklarım uğulduyor boşalıyordum kromun altında. Kalkıp göğsüme oturdu sikini memelerimin arasına gömüp bastırıyor bana doğru ittikçe ağzıma sokuyordu. Aşağı kaydı bacaklarımı omzuna aldı ve sikini sürtmeye başladı. Delirmiş inliyordum. Sonra hızla bir anda hepsini içime sokunca çığlık atmıştım. O da
         ”Sus orospu” deyip dudaklarımı ağzının içine hapsedip içimdeki hayvanı ufak ufak kıpırdatıyordu. Bir yandanda
         ”Lan bizim karınınki folluk gibi, seninki fındık kadarmış be…” diyor, bir yandan da sokup çıkarıyodu. Bacaklarımı beline doladım kendime çekiyordum. Sırtını tırmıklıyordum.
          O sırada benim cep çalmaz mı? İçimden “kahretsin. şimdi aranır mı?” dedim. Ama açmazsam da olmazdı. Üstümdeki kıro arka tarafındaki telefonumu bulup verdi
         ”Aç da gavat kocan kıllanmasın” dedi.
         Açtım. Kocam bana sevgi sözcükleri söylerken, özlediğini. heyecanlandığını söylerken, ben de üstümdeki kıronun sikini içimde sıkıp bırakıyordum.
        Harika siki dibe doğru kalınlaşıyor olduğundan, girdikçe amımı zorluyordu. Halbuki yattığım erkeklerin hemen hepsimde ya kafaları az bişi kalın sonrası ince ya da tamamı ince idi. Kocamınki ise hem ince hem kısaydı.
          Neyse kıro içimde hafiften gidip geliyor memelerimi emiyor ben de onu içimde sıkarken kocamla konuşuyordum. Çok aşağılıktım çok. Hakiki orospuydum ben. Ama hoşuma gidiyordu işte ne yapayım.
        Kocam nefesimin sıklaştığını hissetmişti. Ona biraz yürüdüğümü birkaç kıronun peşime takıldığını benim de koşar adımlarla pastaneye geldiğimi nefesimin ondan böyle olduğunu söyleyiverdim. İnandı garip. Bir de,
         ”Kırolara yaklaşma bile… Eller melerler, sen de terslersin, başın derde girer” demez mi.
         Gülsem mi ağlasam mı. Ben de içimdekini iyice sıkıp beline doladığım bacaklarımla kendime doğru çekiverdim bu lafın üzerine. Neyse yine kapadık teli.
         Kıro hızlanmış, hayvan gibi böğürerek sokup çıkarıyor, sert memelerimi yoğuruyor, uçlarını sıkıyor, bazen de hepsini ağzına alıp emiyor ısırıyordu. Ben de erkeğime sımsıkı sarılmış neresi denk gelirse öpüyor, omuzlarını emiyor, dudaklarını yalıyordum. Ara da bir de elimi bacak arama arkadan uzatıp amıma giren sikini ve taşaklarını okşuyordum. Kıro delirmiş ve hızlanmıştı. Çığlık çığlığa boşalıyordum sürekli. Kıro da bana
         ”Bağırırsın tabi orospu, sizi kocalarınız hanımefendi gibi sikiyolar, alışık değilsin böle sikilmeye… Amının darlığı deli etti, kocan hiç mi sikmedi kızım?” diyordu. Bense gülümseyerek
         ”İşine bak, hızlı hızlı…” diye inliyordum. O da
         ”Merak etme şıllık, altımda kocasına seni seviyom diyen orospuya daha neler neler yapacam” diyodu.
          Bir süre sonra tüm kıvrımlarını hissettiğim siki şişmeye başlamıştı.
         ”Korunuyonmu lan orospu?” dedi.
         ”Hayır sakın ha…” dedim zorlanarak ama hiç içimden çıksın istemiyodum da. Kıro
         ”Bana ne kaltak, ben bulmuşum fındık kadar amı, döllemeden bırakır mıyım?” demezmi.
         Heyecandan ve korkudan kudurmuştum. Ne olur diye yalvarırken bile kıvranıp içimde sıkıyordum sikini.
         ”Sus amına kodumun orospusu, amın döl görsün gebe kal da gavat kocan yorulmasın” diyerek gidip geliyor memelerimi ısırıyordu. Ben hayır dedikçe daha çok yükleniyordu.
         ”Geliyoooommm… Orospuu… Fındık gibi amcığını döl ile dolduracaaammm…” diyerek ateş gibi döllerini narin amıma fışkırtmaya başladı. Yapacak bir şey kalmamıştı kurtulmam imkansızdı zaten istemiyordum da… Ben de kendimi kasmayı bırakıp
         ”Oohhh… Döllerin yaktı içimi…” dedim.
         ”Gebe bırakcam seni” diyerek fışkırıyordu bir yandan da sertliğini koruyan sik içimi delip duruyordu. Boşalması bittiği halde inmemişti. Ve devam ediyor, bacaklarımı bileklerimden tutup havaya kaldırıyor ve
         ”Döllerim amcığının dibine gitsin de benden bebe doğur kaltak…” diyordu. Ben de inleyerek sikini sıkıyor popomu kıvırıyordum.
          Durdu, dinlendi, sikti beni adam… Bir amuda kaldırmadığı kaldı. Her pozisyonu denedi üstümde… Önümden arkamdan… Öğleden sonra kocama gidiş saati yaklaşana kadar sikti. O kalın sikini batırıp çıkarmadığı, zevk vermediği yerim kalmadı.
         Ayının yatağından çıkıp kocamın kollarına gittiğimde sikilmekten dizlerim titriyordu. Yine de karılık vazifelerimi yerine getirdim. Kocamın incecik sikini yerken, orgazm taklidi yaparken o kadar mutlu oldu ki zavallım…

Pantolon satan liseli

Birkaç hafta önce bizim buradaki bir mağazaya pantolon almaya gitmiştim.Mağazada sadece memeleri yeni tomurcuklanmaya başlamış kısa saçlı esmer güzeli bir kız vardı.Pantolonlara bakarken bir yandan da kızla çene çalıyorduk..bana buranın amcasının mağazası olduğunu öğleden sonra okuldan çıkınca ona yardım ettiğini söyledi.Kaça gidiyorsun diye sordum, lise1 e 16 yaşındayım ben dedi.  Hadi canım ordan daha küçük gösteriyorsun sen taş çatlasın 15 yaşındasın dedim.Ben öyle söyleyince kızdı,poposunu kıvıra kıvıra kazakların olduğu bölüme gitti. Nihayet birkaç pantolon denedikten sonra birinde karar kıldım fakat rahatlıkla kapattığım fermuar bir türlü açılmıyordu,koparmaktan korktuğum için kızı çağırdım,koparsa en azından onun yanında kopsun diye düşündüm.Esmer çıtır yanıma geldiğinde benim fermuarla savaşımı görünce,dur birde ben deneyeyim dedi ve önümde dizlerinin üzerine çöküp fermuarı kurcalamaya başladı.O fermuarla uğraştıkça benim alette gittikçe büyüyordu ama kızın umurunda değildi fermuarı açmaya çalışıyordu.


Ve en sonunda başardı,fermuarı açtı,ama o gün içime külot gitmediğim için zaten kazık gibi olmuş aletim aniden dışarı çıkıverdi. küçük kızda bende bir an için donakaldık.İlk toparlanan ben oldum,kızı diz çökmüş aletime bakarken görünce elimle kafasını ensesinden tutarak hafifçe aletime doğru çektim,kız hiç itiraz etmeyince aletimi hafif hafif dudaklarına değdirmeye başladım.Fazla değil 5-6 saniye sonra küçük kız sikimi öyle iştahlı emmeye başladı ki uzun zamandır sik yalama konusunda fantazi kurduğu belliydi.Bu şekilde yaklaşık 5 dakika emdi kız aletimi,iyiki bu arada mağazaya benim azgın ablam müşteri gelmiyordu. Ben aleti ağzından çekince küçük kız elinden şekeri alınmış gibi yüzüme bakınca ona kapıyı işaret ederek kilitle öyle gel dedim.Koşa koşa kapıyı kilitleyip kabine yanıma geldi,çıtırın gözü hala aletimdeydi tekrar yalamak istiyordu belli ki tadına doyamamıştı küçük orospu.Ona, bak şimdi daha zevkli bir şey yapacağız deyince gözleri parladı,bir yandan üzerindekileri yavaş yavaş soyuyor bir yandan da öpüp kokluyordum,yeni tomurcuklanan memeleri şahaneydi,insanın meme uçlarını ağzında akide şekeri gibi eritesi geliyordu,.Yalaya,yalaya memelerden yavaş yavaş göbeğine oradan yeni kıllanmaya başlamış mis gibi amına indim.Minik bal kutusuna dilimi değdirdikçe irkiliyor zevkten ve heyecandan zangır zangır titriyordu.
Küçük kızın amını götünü doya doya yaladım,kaymak gibi amı vardı küçük orospunun.Hele ben amına her dil darbesi atışımda kalçalarını oynatışı ve ağzıma amını daha da bastırması yokmu beni deli ediyordu.Minik orospu ben amını götünü yalarken defalarca orgazm oldu,küçük amının salgıladığı bütün sıvıları zevkle yalayıp yuttum.Artık sıra bana gelmişti,çöktüğüm yerden yavaşça doğrulurken küçük orospum ne yapmak istediğimi anlamış,ben ayağa kalkarken o aşağıya çökerek sikimi ağzına alıp yalamaya başlamıştı bile,bu durum fazla devam edemedi çünkü azgın ablam kendini siktirdi iyice dolmuştum.Minik orospum sikimi taşağımı öyle iştahlı öyle güzel emiyordu ki döllerim bir an önce fışkırmak için sikimin bütün kılcal damarlarını zorluyordu. Tam orgazm olacağım zaman sikimi küçük kızın dolgun dudaklı ağzından çekip yüzüne doğru tuttum,yüzüne öyle şiddetli boşaldım ki spermlerimin tazyiğinden gözlerini kapadı,döllerim bütün yüzünü kaplamış çenesinden aşağı sızıyordu.
Küçük orospu mu ayağa kaldırıp spermlerimle kaplanan dolgun dudaklarını elbisemin koluyla silip derin bir fransız öpücüğü kondurduktan sonra pantolon için bir yüzlük bırakıp arkama bile bakmadan oradan çıkıp gittim.Onu sık sık yolda veya mağazanın önünde görürüm ama yüz vermem,ben günübirlik ilişkilere inanırım,aşık olmam olana da karışmam.

Kaynım bana atladı

Kocamla evlendiğimizde askerliğini henüz yapmamıştı, okulundan dolayı erteletmişti. Aynı iş yerinde çalışıyorduk. Tanıştık, kısa bir nişanlılık döneminden sonra evlendik. Ailesiyle aynı binada oturuyorduk. Anne babası ve bir erkek kardeşi üst katımızda oturuyorlardı. Kısa sürede kaynaşmıştık ailesiyle. Beni kızları gibi görüyorlardı. Onlar beni, ben onları sevmiştim. Annesine benzeyen ufak tefek kocamın aksine, 20 yaşındaki kardeşi Mert çok yakışıklı, sporla uğraşan, yapılı, iri yarı bir çocuktu. Çocuk derken aramızda 3 yaş fark var sadece. Kocamın tüm ailesine, özellikle Mert’e kanım ısındı, çok iyi anlaştık.
Evliliğimizin cicim aylarından sonra, artık kocamın tekdüze, uyduruk sevişmelerine alışmış, doymasam da tatmin olmasam da, orgazm taklidi yaparak evliliğimizi, götürmeye çalışıyordum. Evlendiğimde bakire olmama rağmen, gerçek seksin bu olmadığını internetten, okuduğum kitaplardan biliyordum. Fakat salt bu nedenle kocamdan ayrılmayı, düzenimi bozmayı göze alamıyordum.
Kaynım Mert ise kocamın tam tersiydi. Kızlarla, hatta mahalledeki birkaç evli kadınla haşır neşir oluyor, gününü gün ediyordu. Bir kısmını annesinden duyuyordum, bir kısmını da komşu kadınlardan öğreniyordum, “Kız senin kaynın var ya, Bakkalın karısıyla…” gibi. Uçan sineği kaçırmayan zamparanın tekiydi kısacası. Bunları duydukça ona başka gözle bakmaya başlamıştım. Kapımın önünden geçip üst kata çıkarken ben bir bahane uydurur, havadan sudan kapı önünde sohbet ederdim. Bu arada kaynımın yapılı gövdesine, geniş üçgen omuzlarına sımsıkı sarılmamak için kendimi zor tutardım. Baktıkça bakasım geliyordu piçe…
Öyle etkilemişti ki beni, artık kocamın kardeşidir, akrabadır diye bakamıyordum ona. Bir erkekti o. Hem de yakışıklı, dalyan gibi, sapına kadar erkek. Geceleri kocamın altında yatarken, o olsaydı nasıl sevişir, nasıl öpüşür, kotunun önündeki kabarıklık neye benzer diye düşünürdüm. Kocam içime girip çıkarken onunla seviştiğimin, onun ağırlığı altında ezildiğimin hayallerini kurardım hep.
Kocamla işten döndüğümüzde akşam yemeklerini genelde onlarla beraber yer, oturur, yatmaya evimize geçerdik. O da evdeyse, dışarıda değilse sevindirik olurdum. Benim ona baktığım gibi o da bana baksın, beğensin isterdim. Aile içinde ne kadar mümkünse, olduğunca kısa etek, askılı bluzlar giyer, dikkatini çekmeye çalışırdım. Benim ne eksiğim vardı ki o yatıp kalktığı orospulardan! Gittiğimiz düğünlerde, pikniklerde, plajlarda hep onu keser, ona yakın olmak, eline koluna dokunabilmek için bahaneler yaratırdım.
Sonunda korkuyla beklenen şey oldu. Kocamın uzun dönem askerliği başladı. Onunla beraber benim yalnızlığım da başladı. Zaten yetersiz bulduğum seks yaşamım artık tamamen sıfırlanmıştı. Günler geçmek bilmiyordu. Sabah kalk, işe git, akşam gel, kaynananın hazırladığı yemeği ye, biraz otur, kadına yardım et, evdeyse kaynını aç gözlerle dikizle, yatma zamanı kendi evine siktir olup git, yalnız yatağında, kendini okşaya okşaya zıbar. 5, 10, 20 gün, 1 ay, 3 ay… Artık dayanamaz hale gelmiştim. İyice azmıştım, erkeksizlik başıma vurmuştu. Hayır, sikilmenin tadını almamış olsam neyse! İyi ya da kötü, bir erkekle seks yapmaya alıştıktan sonra sap gibi kalıvermek çok kötü!
Bazen kendimi Mert’e, dudaklarına, kirli sakalına, pazularına, pantolonun önündeki kabarıklığa bakarken erotik hayallere dalmış buluyor, sonra da silkinerek kendime gelmeye çalışıyordum. Etrafıma, Mert’e bakıyordum korkuyla. Ona arzuyla baktığımı görmüş müydü? Aklımdan geçenleri, onu ne kadar istediğimi anlamış mıydı? Sanırım biliyordu Mert, farkındaydı. Hissediyordum bunu. Oturduğum yerde onu süzerken gözlerimi pantolonun, şortun önünden yukarı kaldırdığımda, onun bana bakan, soran gözleriyle karşılaştım birkaç kez. Utandım, yanaklarım alev alev yandı, kızardım yeni yetme kızlar gibi. Ne bakıyorsun salak? Anla işte! Abin gideli kaç ay oldu? Kaç aydır erkeksizim haberin var mı?
Dipten gelen acaip bir gürültüyle beraber 10 saniyelik şiddetli bir sarsıntı. Hepimiz ayağa fırladık. Ödüm koptu. Elimdeki çay bardağını fırlatıp çığlık atarak hemen yanımda duran Mert’e sarılıverdim o korkuyla. O da korurcasına kollarının arasında sımsıkı sardı beni. Sarsıntı bittikten sonra da bir süre ayrılamadım ondan. Korkuyla birbirimize, sallanan avizeye, büfede devrilen bardaklara bakıyorduk. Kalbim kuş gibi çarpıyor, gözlerimden yaş geliyordu. Sonra durumu fark ettim. Mert’in, kaynımın kollarındaydım.
Öyle rahatladım ki. Güvendeydim onun kollarında. Başımı geniş göğsüne dayayıp, derin bir nefes aldım, onun mis gibi erkek kokusunu içime çektim. Elleri sırtımı okşuyor, kollarıyla sımsıkı sarıyordu. “Şşşt… Tamam yenge, btti, korkma artık, sakin ol!” diyerek o kalın erkek sesiyle teselli etmeye, sakinleştirmeye çalışıyordu.
Sakinleşmiştim artık. Ama böyle durmak öyle hoşuma gitmişti ki. Gerekirse sabaha kadar böyle kalmaya razıydım. Kollarında, sımsıkı sarılmış, göğüslerim onun kaslı bedeninde ezilir vaziyette, kasıklarımız birbirine yapışmış. Ama maalesef, kayınvalidem dua etmeyi bırakıp bize döndüğünde istemeden ayrılmak zorunda kaldım. Tedirgin, diken üstünde oturduk. Bir süre daha geçti. Uyku ağır basmaya başladı. Kayınpederim artık yatmamızı, korkulacak bir şey olmadığını söyledi. Ben halen dehşet içindeydim. Orada yatmamı istediler, ben kabul etmedim, “Uyuyamam anneciğim, kendi yatağımda yatmak istiyorum. Ama korkuyorum da yalnız başıma…” dedim çaresizlik içinde.
Kayınvalidem, “Madem evine gitmek istiyorsun, git kızım. Korkuyorsan Mert gelsin, salonda yatsın. Evde biri olunca için rahat eder yavrum! Hadi Mert, yengende kal bu gece!” dediğinde kulaklarıma inanamıyordum. Mert ve ben. Koca evde yalnız. Sevincimi saklamaya çalışarak korkmuş görüntümü sürdürdüm. Sesim titreyerek, “Çok iyi olur annecim! İnan ödüm patlıyor. Evde bir nefes olursa hiç olmazsa uyuyabilirim biraz. Yoksa sabah işe gidecek halim olmaz uykusuzluktan!” dedim.
İyi geceler dileyip, kaynımla beraber alt kata indik. Evin kapısını açarken ellerim titriyordu heyecandan. Küçük odadaki yatağı hazırladım yatması için. Televizyonu açıp depremin şiddetini öğrenmeye çalışan Mert’in yanına gittim. Oturduğu üçlü koltukta yer açtı bana, yanına oturdum, beraber izlemeye başladık. Bir yandan televizyonu izliyor, bir yandan sohbet ediyorduk. O, yanımda, yanıbaşımda olduğu için öyle mutluydum ki…
Tam yaşadığımız korkudan, sarsıntıdan bahsediyorduk ki, bir çıtırtı daha olmasın mı? Sanırım hafif şiddetteki duyulur duyulmaz minik artçı depremlerden biriydi. Fakat bu minik sarsıntının korkusu bile yetti bana ayağa fırlamam için. Yine aynı şey oldu, benimle birlikte ayağa kalkan Mert’e sarılıverdim. İki üç saniye bile sürmedi çıtırtı. Ama halen kollarındaydım, ayrılmamış, bana sarılan güçlü kolların tadını çıkarıyordum. Mert yine tedirgin hareketlerle sırtımı okşayarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ben kedi gibi sokulmuştum kollarına. Tüm vücudum onunkiyle temas halindeydi, sımsıkı sarılmıştım.
İşte o anda hissettim karnıma temas eden sertliği. Birbirimize sımsıkı temas eden bedenlerimizin varlığıyla kaynımın yarağı taş gibi olmuş, aramızda kendini hissettirmeye başlamıştı. Boydan boya ürperdim. Kasıklarımda bir yangın başladı. O da huzursuzca kıpırdandı. Sırtımı okşayan eller çıplak kollarımı tuttu, beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştığını hissettim. Pürüzlü bir sesle bana, “Çok korktun yine yenge. Sana su getireyim!” dedi, önünü bana göstermemeye çalışarak arkasını döndü, mutfağa gitti.
Öylece kalakalmıştım. Koltuğa kendimi attım. Yanaklarım alev alev yanıyordu. Elinde su bardağıyla gelen kaynıma baktım dolmaya başlayan gözlerimle. Tanrım, ne kadar yakışıklıydı. Ölebilirdim, bana sarılması, sevmesi, sevişmesi için. Yalvarmam, ayaklarına kapanmam gerekse de. Fakat o anda bir şey diyemedim, gözlerine baktım sadece, konuşamadım. O ise bana bakmaya bile çekiniyordu. Uzattığı bardağı alıp suyu bir dikişte içtim. Önündeki kabarıklığı nasıl başardıysa yok etmişti. Az önceki sertlikten eser yoktu.
Benden uzaklaşırcasına gitti karşıdaki koltuğa oturdu, televizyon izlemeye başladı. Ben de onu izliyordum. Konuşmuyordu hiç. Sanırım içinde müthiş bir mücadele yaşıyordu. Hissediyordum bunu. Ben, abisinin karısı, yengesi. Benim için sertleşen yarağı… Bir zaman böyle oturduk, televizyon izledik sessizce. Sonra bir iki esnedim, uykum gelmiş gibi. Ayaklarımı kaldırıp koltuğa uzattım, boylu boyunca uzandım doğalca. Yatar vaziyette izlemeye başladım televizyonu. 5-10 dakika sonra gerçekten gözkapaklarım ağırlaştı, içim geçiverdi. Bu durumda ne kadar kaldım bilmiyorum, Mert’in bana seslenmesiyle kendime geldim. Ama gözümü açamadım. Oturduğu yerden bana sesleniyordu, “Yenge? Uyudun mu?” diye.
Cevap vermedim, uykumda rüya görüyormuşçasına mırıldandım. Bacağımın birini kaldırıp ayağımı yere koydum yattığım yerde, diğerini de dizimi havaya dikip koltuğun arkasına dayadım. Diz üstü kısa eteğim iyice açıldı bu hareketimle. Birkaç kez daha seslendi, yine uyumaya devam ettim güya, yanıt vermedim. Başım yana düşmüştü. Kirpiklerimin arasından Mert’i izliyordum. Gözünü benden, açılan bacaklarımdan ayıramıyordu. Elini pantolonunun önündeki kabarıklığa götürmüş, okşayıp duruyordu. Benim uyuduğumu zannettiğinden kalkıp yanıma geldi. Koltuğun önünde diz çöktü. Omuzumdan tutup hafifçe sarstı, “Yenge? Uyan hadi!” dedi.
Düzgünce nefes alıp vermeye çalışıyor, uyuyor görüntüsü vermeye devam ediyordum. Gözlerimi kapatmıştım. Ne yapacağını merak ederek bekledim. Bir süre hareketsiz durdu. Eteğimin meydanda bıraktığı bacaklarımı, bluzumun açılan yakasından göğüslerimi seyrediyordu sanırım. Sonra ayaklarımda elinin temasını hissettim birden…
Ayaklarımı okşayan eli yavaş hareketlerle yukarıya çıktı. Dizimi geçti, baldırlarımı okşadı tüy gibi. Öyle zevk alıyordum ki, inlememek için, ona belli etmemek için kendimi zor tutuyordum. Eli baldırlarımda, bacaklarımın içlerinde dolaştı, küloduma kadar çıktı. Eteğimi iyice belime kadar sıyırdığını hissettim. Tanrım! Eğer amıma dokunursa biterdim ben. Ayların verdiği açlıkla anında orgazm olabilirdim. Şimdi bile ıslanan amımdan sularımın aktığını hissediyordum…
Dokunmadı amıma. Derin bir nefes alıp başını küloduma yaklaştırdı, amımın kokusunu ciğerlerine kadar çekti, “Ah yengem… Yengemm!” diye mırıldandı, “Öyle güzelsin ki, hastayım sana kadın! Bitiyorum sana, aşığım sana! Ah bir bilsen seni nasıl istediğimi! Bir anlasan beni! Ah bu güzel amcığını bir siksem! Ahhh!” diyordu.
Aniden beni bırakıp fırladı yerinden, koşa koşa banyoya gitti. Sanırım boşalmak üzereydi, rahatlamaya gidiyordu. Bense elimi şehvetle yanan amıma götürüp avuçladım, sıktım dudaklarını, daha o anda inleye inleye sarsılmaya başladım. Beni duyacak hali yoktu Mert’in, banyoda kendisiyle uğraşıyordu. Sarsıla sarsıla boşaldım. Orgazm kasılmalarım bittiğinde eteğimi düzeltip yan döndüm, uyur vaziyetime devam ettim. Mert işini bitirip banyodan çıktığında beni bu halde buldu. Bir süre daha yanımda durup seyretti sadece. Sonra gidip üzerime bir pike getirdi, üzerimi örttü. Kendisi de odasına gidip yattı.
O çıkınca sırt üstü yatıp gözümü tavana diktim. Dakikalarca. Aklımdan bin türlü şey geçiyordu. Orgazm olmak rahatlatamamıştı bedenimi. Uyku tutmuyordu. Gözümün önünden onun kabaran yarağı gitmiyor, eteğimin altından bacaklarımı okşayan elleri aklıma geldikçe kıvranıyordum yattığım yerde.
Şeytan dürtüp duruyordu (Hadi düşünme artık, kalk git yanına!) diye. Gitsem yanına. Uyudu mu acaba? Okşasam bana yaptığı gibi. Uyanır mı? Ne der? Nasıl karşılar? Kovalar mı beni yanından? Onun “Yenge!” diyen tatlı sesi kulaklarımda hep. Maviş gözleri. Etli dudakları. Gülünce parlayan beyaz dişleri. Kokusu. Kabarık önü. Vücudu. Beni saran kaslı kolları. Başımı göğsüne dayadığımda duyduğum huzur. Mert’in her bir yeri gözümün önüne geldikçe daha çok deliriyordum. Artık akraba, kayın, kocamın kardeşi falan dinleyecek, umursayacak halim kalmamıştı. O da beni istiyordu işte. Kulaklarımla duymuştum beni ne kadar istediğini!
Hırsla üstümdeki pikeyi tekmeleyip fırlattım, yere attım. Kararımı vermiştim. Neye mal olursa olsun. Duramıyordum artık. Kalktım, doğru odasına gittim. Kapısı aralık duruyordu, itip içeriye süzüldüm. Holün hafif aydınlattığı odada, düzenli nefes alış verişleri duyuluyordu. Uyuyordu. Canım benim. Üzerine hiçbir şey örtmeden sırt üstü yatmıştı yatağa. Ve sadece bir boxer vardı giysi olarak. O geniş göğsü nefes alıp verdikçe inip kalkıyordu. Öyle güzel, yakışıklı görünüyordu ki, dakikalarca seyrettim. Sonra, sanki orada olduğumu, onu izlediğimi hissetmişçesine gözlerini açıverdi…
Beni yatağın yanında görünce şaşırıp doğruldu, “Hayrola yenge? Yoksa yine Deprem mi oldu?” dedi. Yatağın kenarına oturdum, elini tuttum, “Yok! Merak etme Mert, bir şey olmadı. Sadece…” dedim. Merakla yüzüme bakıyordu. Söyleyemedim gerisini. Onu istediğimi, onunla sevişmeye geldiğimi, yatağına geldiğimi söyleyemedim. Deprem olmadı, ama yangın vardı işte. İçim yanıyordu. Dudaklarım titriyordu heyecandan, gerdeğe girecek yeni gelin gibiydim.
“Ne oldu, söylesene yenge? Merak ettirme beni!” dedi. “Gece salonda sen beni… Bacaklarımı okşarken ben uyanıktım Mert!” dedim. Yüzüme bakıp kaldı öylece. Yüzü mü kızarmıştı ne? Başını yana çevirdi, bana bakmıyordu şimdi, bakamıyordu. Elini çekmeye çalıştı, bırakmadım, tuttum sımsıkı. Öksürüp boğazımı temizledim, devam ettim, “Söylediklerini duydum. Her şeyi!” dedim. “Uyuduğunu sanıyordum yenge… Söylediklerimi unut, aldırma bana! Sen yengemsin! Abim…” dediğinde, “Abin yok Mert! 6 aydır yok! Yalnızım ben! 6 aydır kimse sevmedi, okşamadı, dokunmadı bana! Ben de sana aşığım! Yanıyorum Mert! Seni istiyorum ben de! Ölesiye istiyorum! Beni sevmeni, benimle sevişmeni istiyorum! Ölüyorum senin için!” dedim. Ağlıyordum bunları söylerken, göz yaşlarım damla damla süzülüyordu.
“Olmaz yenge! Yengem olmaz!” diyordu halen. Hırsla elini tuttum, gözyaşlarımla ıslanan yanaklarıma sürdüm elini, avuç içlerini titreyen dudaklarımla öptüm, öptüm. Yalvardım, “Kimse bilmeyecek Mert, ikimizden başka kimse! Seviş benimle! Abin gelene kadar hiç olmazsa! Başka şey istemiyorum senden! Lütfen, bak sen de beni istiyorsun, kendi ağzınla söyledin! Hadi, yanıyorum ben! Başkasına mı gideyim istiyorsun? Elin adamıyla boynuzlayayım mı abini? Yabancılara, başka erkeklere yedirme yengeni işte, sen sik! Sik beni Mert!” dedim.
Artık iyice yüzsüzlüğü, terbiyesizliği ele almıştım. Gözüm kararmıştı iyice. Bu gece bu aptal oğlanın altına yatmalıydım. Onunla sevişmeliydim. Kendimi siktirmeliydim. Her şeyi yapardım bunun için. Dudaklarına yapıştım aceleyle. Önce karşılık vermiyordu bana, ben köfte dudaklarını emmeye, dilimin ucuyla okşamaya başlayınca hırslandı, o da saçlarımdan kavrayıp öpüşmeye başladı. Ne kadar güzel öpüşüyordu bu çocuk! Ee, tecrübeliydi ne de olsa! Mahallenin kızları, kadınlarıyla, okuldaki kızlarla tecrübe kazanmıştı.
Öpüşürken bir elimi göğsüne koydum, okşadım. Aşağıya indim yavaşça okşayarak, kaslı karnını, boxerinin üzerinden sertleşen yarağını okşadım. Parmaklarımın ucunda tıp tıp attığını, giderek sertleştiğini hissediyordum. Beklemiyordu bunu, “Mmmm… Yenge, ne yapıyorsun?” diye bir inilti çıktı ağzından. Elimi boxerinin önündeki düğmesini zorlayarak içeriye soktum. Ateş gibi yanan yarağını tuttum. Kalın, kocaman bir şey vardı şimdi avucumda, ateş gibi.
Dudaklarını bırakıp eğildim. Boxerini sıyırıp dışarıya çıkardım yarağını, gözyaşımla ıslanan yanaklarıma sürdüm. Dudaklarıma sürdüm. Dilimi çıkarıp başına dokundum. Benim narin bileklerimden daha kalındı yarağı.
Mert itiraz etmeyi kesmiş, kendini benim ellerime bırakmıştı. Dirseklerinin üzerine dayanmış, yaptıklarıma bakıyordu kısılmış gözleriyle. Ben de gözlerimi ondan ayırmadan yalayıp duruyordum güzel yarağını. Kocam izin vermemişti bunu yapmama. İlk defa bir erkeğin sikini yalıyor, ağzıma alıyordum. Ben sikiyle uğraşırken onun eli yine eteğimin altına girmişti. Bacaklarımı sıka sıka okşuyor, bacak içlerimde elini dolaştırıyordu. Küloduma geldi. Avuçladı. Yarağı ağzımdayken zevkle inledim. Nefes alabilmek için yarağını emmeyi bırakmak zorunda kaldım.
“Ahhh… Mert!” diye inledim, külodumun ağını yana çeken parmaklar şimdi ıslanan amımı okşuyordu. Sıcak parmakların ıslak am dudaklarına teması bitiriyordu beni zevkten. İnleyip duruyor, bu arada elimdeki yarağı yalamaya çalışıyordum. Klitorisimi ıslak parmağıyla okşayınca sarsıldım. Muhteşem bir zevkti duyduğum.
“Bırak emmeyi yenge, ağzına boşalmak istemiyorum. Yatmadan önce boşaldım, ama yarağımı emmen deli ediyor beni!” diye inledi o da. Şehvetten kısılmış gözlerimle ona baktım, emmeyi bıraktım ve “Gel benim yatağıma gidelim Mert! Daha geniş o yatak, daha rahat sevişiriz!” dedim. “Peki, hadi gidelim!” dedi. Kalktı, beni kollarına alıp tüy gibi kaldırıverdi. Boynuna sarıldım. Öpe öpe yatak odasına götürdü. Üzerine saten örtü örtülü yatağı açmadan boylu boyunca yatırdı beni. Boxerini ayağından sıyırdı bir çırpıda. Sertleşmiş yarağı önünde çelik gibi dimdik duruyordu. Heykel gibiydi. Öyle heyecanlıydım ki! Yatak odamda, kocamla seviştiğimiz odada, çırılçıplak kalan kardeşiyle, kaynımla beraberdim.
Kocam aklıma gelince etajerin üzerindeki resim çerçevesine baktım. Kocamla evlilik resmimizdi, objektife bakan damadın gözleri adeta beni izliyordu. Uzanıp elimin tersiyle devirdim. Şimdi o çerçevenin içinden bana bakamayacak, azmış karısının kardeşiyle seviştiğini göremeyecekti. Başımı yastığa koydum. Sırt üstü yattığım yerden halen ayakta beni seyreden kaynıma baktım. Kollarımı açıp bekledim.
Fazla bekletmedi beni. O güzel, çırılçıplak gövdesiyle üstüme uzandı. Ben ağırlığının altında inlerken, o dudaklarıma yumuldu, çılgınca öpüşmeye başladık. Dudaklarımı ısıra ısıra öpüyor, dilini ağzımın içine sokup dilimi okşuyordu. Ellerimle uzun saçlarını kavramış kendime çekiyor, omuzlarını, kollarını, sırtını okşuyordum şehvetle.
O çırılçıplaktı, ben halen üzerimdeki etek ve bluzla duruyordum. Dudak dudağa öpüşürken yarağının sertliği bacaklarıma temas ediyor, ateş gibi değdiği yeri yakıyordu. Dudaklarımı somuran ağzından kendimi kurtarıp nefes nefese, “Soy beni Mert! Çıplaklığını hissetmek istiyorum!” diye inledim.
Telaşla kalktı üzerimden, bluzumun düğmelerini koparırcasına açtı. Dantel sütyenimi çıkarmasına yardım ettim. İkimiz de heyecan içindeydik. Titriyorduk. Hareketsiz durup hayranlıkla beni seyretti. Çıplak göğüslerimi. Sonra elini uzatıp okşadı, avuçlayıp sıktı. “Ohhhh!” diye inledim, “Öp onları Mert! Sev, okşa!” dedim. “Öyle güzelsin ki yenge! Memelerin sanki hiç ellenmemiş gibi, dipdiri, taş gibi!” dediğinde zevkle kıvrandım. Duyduklarım mutlu etmişti beni. Hele Mert’ten bunları duymak. Göğsümü okşayan elininin üzerine elimi koydum, fısıltıyla, “Ellenmedi sayılır memelerim. Abin yıpratamadı. Nasıl, becerdiğin kızlar kadar var mı? Beğendin mi? Güzel mi?” dedim.
“Hem de nasıl yenge! Bakire kızlar eline su dökemez güzellikte! Harikasın! Hep merak ettim bu memeleri, nasıl olduklarını, uçlarını…” deyip eğildi, elini çekip meme ucumu öptü. İnledim. Saçını tutup kendime çektim. Ağzını alabildiği kadar açıp göğsümü ağzına almış, dilinin ucuyla içeride ucunu okşuyordu. Elektrik çarpmış gibi sarsıldım. Unutmuştum bu zevki aylardır. Aç kalmış bebek gibi memelerime saldırmaya başladı. Sıcak diliyle kenarlarını, uçlarını yalıyor, parmaklarıyla okşuyor, sıkıyordu. Bir birini, bir diğerini… Sırayla birinden ötekine geçiyor, beni zevkten bayıltıyordu.
Daha memelerimle uğraşırken gecenin ikinci orgazmını yaşadım. Hırsla saçlarından tutup göğsüme yapıştırdım, kalçalarım yatağı döve döve boşaldım. Kasılmalarım bitince dudaklarımdan öptü beni. Sımsıkı sarılmıştı bana. Bir bacağını üstüme atmış, yarağını baldırlarıma dayamış, eliyle vücudumun her yerini okşuyordu. “Öyle doluyum ki aylardır Mert, kendimi tutamadım!” diye açıklama yaptım. “Ben de akşam bacaklarını okşarken boşaldım yenge! Öyle seksi, öyle baştan çıkarıcı görünüyordun ki, dayanamadım. Tutamadım kendimi!” dedi.
“Biliyorum tatlım! Sen gidince ben de kendimi tatmin ettim. Sen banyoda, ben koltukta, ikimiz de boşaldık! Hadi Mert, oyalanma artık, istediğimi ver bana! Bununla boşalt beni artık!” dedim. Bunu söylerken elimi uzatıp onun vücudumu delip duran yarağını kavramıştım. “Peki yengecim!” dedi. Dudaklarını boynumda göğüslerimde, karnımda gezdire gezdire aşağıya indi.
Eteğim kalmıştı altımda. Yavaşça sıyırdı aşağıya, bacaklarımı oynatıp çıkarmasına yardım ettim. Üzerimde bir tek dantel külot kalmıştı. Sırılsıklam külodumu da çıkarıp fırlattı. Şimdi ikimiz de çırılçıplaktık. Dudaklarını kasıklarımda gezdirdi. Tertemiz, kılsız, ağdalı, kaymak gibi yaptığım amımın dudakları kan hücumuyla şişmiş, içine girecek şeyi bekliyordu ıslak ıslak… Mert’in hiç acelesi yok gibi görünüyor, diliyle okşayıp duruyordu oralarımı…
Dilinin ucunu klitorisime değdirdiğinde inledim. Kıvranıp saçlarını okşadım, “Ohhhh Mert! Delirtiyorsun beni! Harikasın!” dedim. “Güzel mi yenge? Hoşuna gidiyor mu?” dedi. “Ohhh! Hem de nasıl gidiyor Mert! Harika! Abin hiç yalamadı beni biliyor musun? Amımı hiç yalamadı! Öpmedi bile! Sen harikasın!” dedim. Durdu, başını kaldırıp bana baktı ve “Yenge, şu yatağa abimi sokmasan, ikide bir hatırlatıp durmasan?” dedi. Güldüm, yattığım yerden doğrulup kaynımın benim zevk sularımla ıslanmış dudaklarını öptüm doya doya. “Peki canım, ama sen de bana yenge deyip durma öyleyse! Hadi artık, oyalanma, sabrım kalmadı, dayanamıyorum, sik beni! O koca şeyini sok bana, sok içime!” dedim.
“Peki aşkım, peki kadınım!” diyerek kalkıp beni yatağa itti, sırt üstü yattım. Dizlerimden tutup bacaklarımı araladı, arasına girdi. Taş gibi yarağını amımın dudaklarına, klitorisime sürttü. Kıvrandım. Heyecanla içime girmesini bekliyordum. Sürtmeye devam edince, sabırsızlıkla, “Hadi Mert, hadi erkeğim, hadi kocacığım, hadi sok şunu artık!” dedim. “Acele etme karıcığım, önce sikimi sularınla ıslatayım. Aylardır sevişmiyorsun. Amın daralmıştır senin, içine girerken zorlanırsın!” dedi.
Dediği gibi oldu. Amım daralmıştı sanki. Yumruğum gibi olmuş sikinin başını dayadı, zorlamaya başladı. Girmekte zorlanıyordu yarak. Kalktı, başucuma geldi, sikini ağzıma verdi. Ben de güzelce, ıslata ıslata yaladım sikini. Ağzıma sokup çıkardım defalarca. Çıkarıp baktım, pırıl pırıl parlıyordu. Kayganlaşmıştı iyice. “Yeter sevgilim!” dedi. Tekrar bacaklarımın arasına geçti, sikini amıma dayadı. Bu kez biraz daha rahat kaymaya başladı, başı içime girdi. Amımın dudakları gerilmişti iyice. Dudaklarımı sıkıyor, ister istemez bacaklarımı kasıyordum. Bu yüzden de girmekte zorlanıyordu.
“Rahat bırak kendini…” dedi. Gevşemeye çalıştım. Yavaş yavaş, bir sokup, bir çıkarıp ilerlemeye başladı içimde. Girdi… Girdi… Bitmek bilmiyordu yarağının girişi. Sonunda amımı yara yara, dibime kadar girdi içime. Bacaklarımın arasında, amımda adeta bir keser sapı vardı sanki. İçimi tamamen doldurmuştu koca şey. Kasıklarımız birleşmişti. Bacaklarımı açabildiğim kadar açıp boynuna sarıldım. Nefes nefese, “Bekle aşkım… Dur lütfen… Birbirlerine alışsınlar!” dedim. Mert de, “Ohhh! Öyle dar ki amcığın, bilezik gibi sardı yarağımı! Ateş gibi yanıyor amın! Yarrağımı yakıyorsun amınla!” diyordu.
Koca yarağa alışınca, kalçalarımı oynatıp işareti verdim. Yavaşça sikini sokup çıkarmaya başladı. Sikinin amımda kaydığı her santiminde zevkim katlanarak artıyordu. Bacaklarımı beline doladım. Üstümde iniyor, kalkıyor, beni altında eziyordu. Nefessiz kalıyordum. O içimde gidip gelirken tekrar orgazm oldum. Sular fışkırdı adeta. Erkeğim durmadı bile, ben kasılırken sokup çıkarmaya devam etti. Kasılan vajina duvarlarımın içinde adeta sağıyordum sikini…
Mert yana devrilip, sikini içimden hiç çıkarmadan beni üstüne aldı. Yarağının üzerinde oturup kalkmaya başladım. O da alttan karşılık veriyordu. Kasıklarındaki kıllar klitorisime sürtünüp duruyor, bu da ayrıca delirtiyordu beni. Ben oturup kalkarken, o yattığı yerde memelerimi avuçluyor, kalçalarımı pençeleriyle tutup sıkıştırıyordu. Ben eğiliyor, memelerimi sırayla ağzına, diline sunuyor, zevkten çıldırıyordum…
Boşalmaya başladım. İnanılmaz, dayanılmaz, katıksız bir zevkti duyduğum. Orgazmımın bitmesine yakın Mert de kıvranmaya başladı, “Ohhh! Geliyorum karıcığım!” diyerek inledi sonunda. Tekrar devirip beni tekrar altına aldı, hızla gidip gelmeye başladı. Motor gibiydi üstümde. “Ahhhh, geliyorum!” dediğinde, boynuna sarıldım, “Lütfen içime boşalma Mert! Abin askerdeyken hamile kalmak istemiyorum aşkım! Lütfen!” dedim. “Ahh evet doğru ya, abimin karısını sikiyorum! Yengemi sikiyorum! Yengem benim! Yengemi sikiyorum, ohhhh!” dedi. Böyle konuşmak zevkini katlıyordu sanki.
Ben içime boşalacak diye endişe ederken, bacaklarımın arasında doğruldu, sikini amımdan çıkarıp üzerime boşalmaya, döllerini karnıma, göğüslerime attırmaya başladı. Birkaç damlası da yüzüme, ağzımın kenarına kadar geldi. Dilimle yaladım. Tadına baktım. İlk defa. Göğsümdekileri de parmağımla toplayıp ağzıma götürdüm. Fena değil gibi geldi tadı. Bir sonrakini ağzımda patlatmaya karar verdim.
Mert boşalıp yanıma uzandı. Başımı göğsüne koyup yattım. Amımdan çıkan siki parlıyordu ve halen kalkık duruyordu, halen tıp tıp atıyordu. Uzanıp parmaklarımla kavradım o güzel şeyi. Dudaklarından öptüm ve gülerek, “Bundan sonra bu sik benim! Kimseye, hiçbir orospuya sokmayacaksın bunu ben varken, anlaşıldı mı?” dedim.
“Tamam aşkım, sadece sen varsın bundan sonra! Seni sikecem yalnızca! Bu yarak senin artık! Benim tek orospum sensin! Sen de hap kullan bundan sonra! İçine boşalmak istiyorum senin! Zevkimi yarıda kesip sıcak amından çıkmak istemiyorum sevgilim!” dedi. Sevgiyle sarıldım erkeğime, “Peki aşkım! Peki benim sikici erkeğim! Sen nasıl istersen! Yeter ki beni sik! Doyur beni! Yengen kurban olsun sana!” dedim.
6 aydır yaraksızlıktan sonra, bir gecede sabaha kadar sevişmek ve defalarca orgazm olmak yormuştu beni. Gözlerim kapanıyordu. Başım kaynımın göğsündeyken derin bir uykuya dalmak üzereydim. Huzur içindeydim. Dünyada ondan başkası yoktu şu anda. Ne deprem, ne başka bir şey umurumda değildi.

10 Nisan 2016 Pazar

Komşum halime abla

Yaşadıklarım gerçektir ben can İstanbuldan bir gün annem evde şeker kalmadığını Halime abladan bi fincan getirmemi soyledi. Zorla elime fincanı verip beni yolladı. Bi kaç kez uzun uzun kapıyı çaldım ama kimse açmıyordu. Sonra kim o diye bi ses duydum bu Halime ablaydı. Benim Halime abla Murat dedim. Ha sen misin bekle acıyorum dedi. Ve kapıyı açtı. Ustune bi çarşaf dolamıştı ve galiba içinde başka bisey de yoktu. Bana televizyon seyrediği için zili duymadıgını soyledi. Ama ben onun çarsaf tarafından sıkılmış guzel vucuduna dalmış gitmiştim. Bi an beni durttu ve gulerek ne istediğimi sordu. Kekeleyerek şeker diyebildim ve fincanı uzattım. Fincanı aldı ve beklememi soyledi.Derken içerden seslendi. Murat buraya gel diordu. Ses mutfaktan geliyordu. Mutfaga girdim. Parmaklarının ucunda ustteki raflardan birine uzanmaya calısıyordu. ,Mehmet abin sekeri usteki dolaba koymuş. O da bugun nöbetçi boyum yetmedi bana bi yardım et dedi. Halime ablanın arkasından şekeri almak uzandım ama biraz fazla yaklaşmış olmalıyım ki kalcasına hafif bi surtme oldu. Bu cok hosuma gitti. Sekeri indirdim.Bi fincan alıp teşekkür ettim. Tam giderken Halime abla kendisine yardım edip edemeyecegimi sordu. Ne hususta diye sorunca. Duştaki muslugun calışmadıgı soyledi. Bende şekeri eve bırakıp hemen geliyim diye eve uctum. şekeri verip anneme arkadaslarla gezmeye gittigimizi soyledim ve karsıya gectim.Halime abla hala carsaflaydı ama carsafın boyu kısalmıştı sanki. Mini etek gibi duruyordu. Beni duşa götürdü ve muslugu gösterdi. Duşun altına gecip muslugu açtım ve açmamla sırılsıklam olmam bir oldu. Megersem musluk sorunlu filan degilmiş. Bu halimi goren Halime abla özür dileyip bozuldugunu sandıgını soyledi. Ama ustum basım sırıksıklam ıslanmıstı. Bana soyunmamı kocasının elbiselerinden bana makul bişey getirecegini soyledi. Ve banyonun kapısını kapatıp gitti.Ben de soyunup elbiseleri beklerken aklıma Halime ablanın vucudu geldi ve klozete oturup benim oğlanı sıvazlamaya başladım oğlan tam kalkmaya başlamıştı ki Halime abla birden kapıyı açtı ve beni o halde gorunce hemen elbiseleri atıp kapıyı kapattı.
Ben yerin dibine girmiştim. Elbiseleri giyip salona gittim. Ve Halime ablayı cırılcıplak koltukta oturken gordum. Bana bakıp gulumsedi ve ben seni cıplak gördüm sen de beni görde hak gecmesin dedi. Vucudu olağanüstü seksiydi. Memeleri birer füze gibiydi. Bacakları sutun gibiydi. Bana gel otur yanıma dedi. Gidip koltugun diger ucuna oturdum. Yavas yavas bana dogru yaklastı ve elini bacagıma attı. Bana bak Murat sana bişey sormak istiyorum. Dedi.Ben heyecandan ve utanctan konusamıyordum.Zorlukla tabi dedim.
Vucudumu Yaşadıklarım gerçektir ben can İstanbuldan bir gün annem evde şeker kalmadığını cemile abladan bi fincan getirmemi soyledi. Zorla elime fincanı verip beni yolladı. Bi kaç kez uzun uzun kapıyı çaldım ama kimse açmıyordu. Sonra kim o diye bi ses duydum bu cemile ablaydı. Benim cemile abla ferhat dedim. Ha sen misin bekle acıyorum dedi. Ve kapıyı açtı. Ustune bi çarşaf dolamıştı ve galiba içinde başka bisey de yoktu. Bana televizyon seyrediği için zili duymadıgını soyledi. Ama ben onun çarsaf tarafından sıkılmış guzel vucuduna dalmış gitmiştim. Bi an beni durttu ve gulerek ne istediğimi sordu. Kekeleyerek şeker diyebildim ve fincanı uzattım. Fincanı aldı ve beklememi soyledi.Derken içerden seslendi. Ferhat buraya gel diordu. Ses mutfaktan geliyordu. Mutfaga girdim. Parmaklarının ucunda ustteki raflardan birine uzanmaya calısıyordu. ,Mehmet abin sekeri usteki dolaba koymuş. O da bugun nöbetçi boyum yetmedi bana bi yardım et dedi. Cemile ablanın arkasından şekeri almak uzandım ama biraz fazla yaklaşmış olmalıyım ki kalcasına hafif bi surtme oldu. Bu cok hosuma gitti. Sekeri indirdim.Bi fincan alıp teşekkür ettim. Tam giderken cemile abla kendisine yardım edip edemeyecegimi sordu. Ne hususta diye sorunca. Duştaki muslugun calışmadıgı soyledi. Bende şekeri eve bırakıp hemen geliyim diye eve uctum. şekeri verip anneme arkadaslarla gezmeye gittigimizi soyledim ve karsıya gectim.Cemile abla hala carsaflaydı ama carsafın boyu kısalmıştı sanki. Mini etek gibi duruyordu. Beni duşa götürdü ve muslugu gösterdi. Duşun altına gecip muslugu açtım ve açmamla sırılsıklam olmam bir oldu. Megersem musluk sorunlu filan degilmiş. Bu halimi goren cemile abla özür dileyip bozuldugunu sandıgını soyledi. Ama ustum basım sırıksıklam ıslanmıstı. Bana soyunmamı kocasının elbiselerinden bana makul bişey getirecegini soyledi. Ve banyonun kapısını kapatıp gitti.Ben de soyunup elbiseleri beklerken aklıma cemile ablanın vucudu geldi ve klozete oturup benim oğlanı sıvazlamaya başladım oğlan tam kalkmaya başlamıştı ki cemile abla birden kapıyı açtı ve beni o halde gorunce hemen elbiseleri atıp kapıyı kapattı. Ben yerin dibine girmiştim. Elbiseleri giyip salona gittim. Ve cemile ablayı cırılcıplak koltukta oturken gordum. Bana bakıp gulumsedi ve ben seni cıplak gördüm sen de beni görde hak gecmesin dedi. Vucudu olağanüstü seksiydi. Memeleri birer füze gibiydi. Bacakları sutun gibiydi. Bana gel otur yanıma dedi. Gidip koltugun diger ucuna oturdum. Yavas yavas bana dogru yaklastı ve elini bacagıma attı. Bana bak ferhat sana bişey sormak istiyorum. Dedi.Ben heyecandan ve utanctan konusamıyordum.Zorlukla tabi dedim.
Vucudumu begendin mi?Dedi. Ben de muhtesem dedim. Eger oyleyse senle bi anlaşma yapalım. Az önce banyoda aletini gördüm gayet iyiydi beni tatmin edecek boyutta. Mehmet olacak sünepe beni doyuramıyor. Ben de uzun yıllardan beri yanıyorum. Eger şimdi beni tatmin edebilirsen her zaman seninle birlikte olacagız. Ve bununla birlikte beni her becerişinde sana belli bi miktarda para da verecegim ne dersin?Dedi. Ben duyduklarıma inanamıyordum. Henüz hiç bi dişiyle ilişkiye girmediğim için de beceremeyecegimden korkuyordum. Tabi ki bu teklifi kabul etmemek buyuk ebiçimik olur diyip kabul ettim. Bunu duyunca cemile abla bana banyoya gidip ustumu cıkarmamı ve klozote oturmamı soyledi. Bende dediğini yaptım. Biraz sonra o da banyoya geldi. Hala cıplaktı. Kapıdan girince amını daha yeni traş ettiğini gordum. Ama heyecandan aletim kalkmamıştı.Bunu gorunce ii kaldırmamışsın bunu ben yapmak istiyorum dedi ve önume çömeldi. Sikimi eline aldı ve okşamaya başladı ben titriyordum. Bana rahat ol sana hayatının en zevkli anlarını yaşatacagım deyip bir anda benim kamışı ağzına aldı ve saksoya başladı. Cok tecrübeliydi sanki motor gibi yalayıp emiyordu. Porno filmlerde gördüğüm kadınlar gibiydi. Ben de filmler aklıma gelince elimi korka korka memelerine göturdum ve okşamaya başladım.Bunu yapınca başını kaldırdı ve bana gulumseyerek aferin dedi. Memeleri yumusacıktı okşadıkca Hoşuma gidiyordu. Bu arada o da aleti sertleştirmeye devam ediyordu. Birden kalktı ve duşun altına gitti beni yanına cagırdı ve suyu açtı. Bu arada dudağıma yapıştı. öpüşmeye başladık dilimi ağzına sokup geziniyor dudaklarını emiyordum. Cok tatlıydı.O bu arada hala aletimi sıvazlıyordu. Bende memelerdeydim. Bi ara elimin birini tutup amcığının ustune yerleştirdi. Buz gibi suyun altında olmamıza ragmen amı ateş gibiydi. Yanıyorsun dedim. Oda bana söndur o zaman erkeğim dedi. Hemen eğilip amcığını yalamaya başladım. Dilimi arasına sokup cıkarıyordum. Cok tatlı bi su geliyordu agzıma. Cemile abla başıma bastırıyordu. Derken gir artık içine dedi. Ve onu kucaklayıp yatak odasına göturdum.Ikimiz de sırılsıklamdık.Onu yataga atıp bacaklarını iki yana açtım girmek için ileri gittiğimde sikimi tutup biraz daha okşamaya başladı. Iyice sert olsun ki zevk daha çok olsun değil mi erkeğim?Diyerek. Sonra hadi içime gir ve beni uçur azgın boğam benim diye amcığının dudaklarını ayırdı. Sikimin başını amına sürtmeye başladım. Bu onu iyice azdırmıştı. Yalvarırım sok artık diye inliyordu. Derken bir hamlede o zaman içinder 18 cm olan yaragımı amına gömüverdim. Cemile abla ıhhh hadi pompala beni ferhatım diye bagırıyordu.Bende bacaklarını iyice ayırıp başladıp gel gide. Gidip geldikçe daha da hızlanıyordum o da daha yüksek sesle inliyor hızlanmamı istiyordu. aletim onun dipsiz kuyusuna bir girip bi çıkıyordu. Altımda kıvranıyor acaip zevk aldıgı her durumundan belli oluyordu. Artık boşalacagımı anlamıştım. Amından cıkıp karnına oturdum ve yaragımı cemile ablanın tombul göğüslerinin arasına yerleştirdim o da memelerini iki taraftan sıkıştırdı.
Böyle bi kaç geliş gidişten sonra yüzüne boşaldım.Hemen aletimi kavradı ve emmeye başladı. Doymadıgı her halinden belliydi. Beni sırtüstü yatırıp mutfaktan bi kavanozda bal getirdi. aletimi bala buladıktan sonra yalamaya başladı. Beni zevkten kudurtuyordu. Kocasıyla yapamadıgı herşeyi benle yapmak istiyordu. Bikaç saniyede aletimi tertemiz yaptı. Sonrada memelerine ve amcığının dudaklarına bal sürüp yanıma yattı. Hemen memelerini yalamaya başladım.Oralar tamamlanınca amına geldi sıra amcığının suyuyla bal karışınca daha da bi tatlanmıştı. Artık ikinci postaya hazırdık. Yataga oturdum ve onu kucagıma alıp kukusuna geçirdim. Arkası bana dönüktü. Ellerimle memelerini kavrayıp zıplamasını ifade ettim. Bir anda lastik top gibi zıplamaya başladı. Bu pozisyon oldum olası Hoşuma giderdi. Ve artık yapıyordum. Deli gibi zıplıyordu.Her zıplayışında aletimin hepsini içine alıyordu. Ben kendimden geçmiş sekilde arkadan sırtını, boynunu yalıyor öpüyordum. Aklımı başımdan almıştı. Biraz sonra suratı bana dönük pozisyona geçtik. Bu seferde kafamı memelerine gömdüm. Yalamaya emmeye başladım. Ellerimle götünü okşuyordum. Arasıra göt deliğine dokunuyordum.Bu arada tanışmak isteyen ciddi bayanlar msn uskudarli81@hote-posta.com ekleyin beni.Derken inlemeleri hızlandı. Zevkten çıldırıyordu. Sanırım boşalacaktı ve sandıgım gibi oldu. çığlık çığlığa henüz içindeyken orgazm oldu. Zevk çığlıkları bittiğinde dudağıma yapıştı.Hiç erkek görmemiş gibiydi. Hayvan gibi saldırıyordu. Ama ben hala boşalmamıştım. önüme çömelip bana 31 çektirmeye başladı. Sonra ağzına aldı ve belki de sexte en iyi oldugu saksoya başladı. aletimi ağzına sokup cıkarırken ağzının içinde dili boş durmuyor yalamaya devam ediyordu. Ağzı da amı kadar zevk veriyordu. Tabi ki bu sakso seansı sonucunu hızlıca vermişti. Boşalacagımı ifade ettiğimde daha süratli emmeye başladı. Zevkin doruklarında boşalıyordum. Ben ağzının içine attırdıkça o içine cekiyor sikimin kafasını emiyordu. Son damlasına kadar yutmuştu spermlerimi. Ama hala sikimi sömürüyor ve ufak diş darbeleri atıyordu. Sonun da sikimi agzından kurtarmıştım. Biraz dinlendikten sonra yeniden banyoya gitti. 5 dakka sonra beni banyoya çagırıyordu. Banyoya gittiğimde küveti suyla doldurmuş oldugunu gördüm. ılık su oldukça güzel duruyordu.Geldiğimi görünce küvete sırtüstü yattı ve beni yanına cağırdı. Küvete girmeden aletimi ağzına alıp biraz kaldırdı. Sertleşince ben de küvete girdim. Suyun içinde amcığının yeri belli olmuyordu. Cemile abla da bunu anlamış sikimi tutup kendisi amına yerleştirmişti. Bu arada ılık su bizi iyice azdırmıştı. Amına ilk yüklenişimde amındaki hava bir anda suyun yüzüne baloncuklar cıkmasına neden oldu. Ve birden hızlandım.çap çup seslerin eşliğinde onun o güzel amcığını bir kez daha pompalıyordum. Suyun içinde onu okşuyor her yerini mıncıklıyordum. Bacakları cok pürüzsüzdü. Onları omzuma aldım. Amını sikmeye böyle devam ettim.Küvette de birer kez boşaldıktan sonra bana yemek hazırladı ama yorgunluktan yemek yiyecek takatimiz kalmamıştı. Buna rağmen hala birbirimize yiyecek gibi bakıyorduk. Bana ferhat arkadan yapmak ister misin?Ben hiç denemedim ama senle yapmak isterim dedi. Ben de neden olmasın dedim ve kabul ettim.Yemeği bırakıp kanoldukçae oturduk. Cemile abla içeri gidip sütyen kilot ve jartiyerden oluşan kırmızı bir dantelli fantezi kıyafeti giymişti. Ben hala cıplaktım ama aletim kalkacaga benzemiyordu. Bunu goren cemile yanıma geldi ve striptize başladı bu arada hafif bir de müzik acmıştı. Bu işte de oldukça etkinydı. Müzik eşliğinde arkasını dondu ve sutyeninin kopçasını acıp kollarından aşagı indirdi. Bana donup yalnızca elleri sayesinde duran sutyenını bırakıp memelerini ortaya cıkardı ve beni heyecanlandırmaya başladı. Sıra altaydı. Bana dogru domalıp geri geri yaklaşmaya başladı.Tam elimi poposuna atacaktım kı benden kaçtı. Sonra yeniden domaldı ve yavasca kilotunu sıyırmaya başladı. Cok nazik hareketlerle indiriyordu. Once sıradaki hedef gorundu. Sımsıkı gorunuyordu. arka delikten hiç yemediği belliydi. Sonra da az once harap ettiğim amcıgı. Ve sonun da kilotu da cıkarmıştı. Sadece jartiyerle kalmıştı.Bu şovun sonrasında benim alet kendine gelir gibi olmuştu. Ama tamamiyle kalmamıştı. Hala kalkmadıgını goren cemile yarı kızgın yarı azgın önüme çömelip agzına aldı ve kısa sürede emmeye yalamaya başladı. Arada bir ısırıklar atıyor az da olsa canımı yakıyordu. öyle yapınca ben de onun meme uçlarını sıkıyor yavas olmasını belirtiyordum. Sikimi iyice sertleştirince içeri koşup göz(ve göt)yakmayan bebe şampuanı ile geldi ve eline döküp sikimi iyice şampuanladı. Sonra şampuanı bana verip tek bacagını yere tek bacagını kanoldukçae koyarak domaldı.
Ben de biraz tükürük biraz şampuanla göt deliğinin deliğini ovalamaya başladım. aslında elimle pek genişletmek istemiyordum.Biraz masajdan sonra hazır olup olmadığını sordum. O da cok yavas olmamı canını yakmamamı soyledi. Tabi tabi deyip şampuandan köpürmüş sikimin kafasını deliğin ağzına bastırmaya başladım. Bu arada yavaş yavaş die soyleniyordu. Emredersin deyip bir anda abandım. Abanmamla cemile abla cıglıgı patlattı. Ama aletin yarıya yakını girmişti. Biraz daha abanınca ağlamaya başladı. Nolur cıkar cok büyük alamam cok acıyor die yalvarıyordu. Kendin istedin cemile abla pilavdan dönenin kaşıgı kırılsın deyip işime devam ettim.Bu arada altından kurtulmaya calısıyordu ben ise onu coktan karnından kavramıştım. Onu hiç bırakmadan yavaş bir sekilde yuklenmeye devam ediyordum. Her yuklenisimde biraz daha giriyor cemile ablanın aglaması ise yerini inlemeye bırakıyordu. Aglamasının kesildigini gorunce birden abandım ve sikimin hepsini cemile ablanın deliğine kökledim. Cemile abla ohhhhh diye kendini bırakıverdi. Ben de hemen gidip gelmeye yani delik genişletmeye başladım gittikçe genişleyen delik cemile ablanın zevk sesleri ve aldıgım tarif edilmez zevk beni ucuruyordu. Sonun da bosalacagımı anlamıştım.Kafası mosmor olan sikimi cemile ablanın kıpkırmızı olan götünden cıkardıgım da cemile abla yere yıgıldı ben de cok yorgundum ama hala bosalmamıştım. Hemen cemile ablayı yan cevirip koltuk altına yaragımım yerleştirdim. Bir kaç gidiş gelişten sonra cemile ablanın yüzüne boşaldım ve uzerine yıgıldım.Kendime geldigimde cemile ablayı uyandırıp artık gitmem gerekiyor dediğimde ferhat artık benim kocam sensin. Mehmet 3 gün sonra yine nöbetçi. Seni bekleyeceğim dedi mi?Dedi. Ben de muhtesem dedim. Eger oyleyse senle bi anlaşma yapalım. Az önce banyoda aletini gördüm gayet iyiydi beni tatmin edecek boyutta. Mehmet olacak sünepe beni doyuramıyor. Ben de uzun yıllardan beri yanıyorum. Eger şimdi beni tatmin edebilirsen her zaman seninle birlikte olacagız. Ve bununla birlikte beni her becerişinde sana belli bi miktarda para da verecegim ne dersin?Dedi. Ben duyduklarıma inanamıyordum. Henüz hiç bi dişiyle ilişkiye girmediğim için de beceremeyecegimden korkuyordum. Tabi ki bu teklifi kabul etmemek buyuk ebiçimik olur diyip kabul ettim. Bunu duyunca Halime abla bana banyoya gidip ustumu cıkarmamı ve klozote oturmamı soyledi. Bende dediğini yaptım. Biraz sonra o da banyoya geldi. Hala cıplaktı. Kapıdan girince amını daha yeni traş ettiğini gordum. Ama heyecandan aletim kalkmamıştı.Bunu gorunce ii kaldırmamışsın bunu ben yapmak istiyorum dedi ve önume çömeldi. Sikimi eline aldı ve okşamaya başladı ben titriyordum. Bana rahat ol sana hayatının en zevkli anlarını yaşatacagım deyip bir anda benim kamışı ağzına aldı ve saksoya başladı. Cok tecrübeliydi sanki motor gibi yalayıp emiyordu. Porno filmlerde gördüğüm kadınlar gibiydi. Ben de filmler aklıma gelince elimi korka korka memelerine göturdum ve okşamaya başladım.Bunu yapınca başını kaldırdı ve bana gulumseyerek aferin dedi. Memeleri yumusacıktı okşadıkca Hoşuma gidiyordu. Bu arada o da aleti sertleştirmeye devam ediyordu. Birden kalktı ve duşun altına gitti beni yanına cagırdı ve suyu açtı. Bu arada dudağıma yapıştı. öpüşmeye başladık dilimi ağzına sokup geziniyor dudaklarını emiyordum. Cok tatlıydı.O bu arada hala aletimi sıvazlıyordu. Bende memelerdeydim. Bi ara elimin birini tutup amcığının ustune yerleştirdi. Buz gibi suyun altında olmamıza ragmen amı ateş gibiydi. Yanıyorsun dedim. Oda bana söndur o zaman erkeğim dedi. Hemen eğilip amcığını yalamaya başladım. Dilimi arasına sokup cıkarıyordum. Cok tatlı bi su geliyordu agzıma. Halime abla başıma bastırıyordu. Derken gir artık içine dedi. Ve onu kucaklayıp yatak odasına göturdum.Ikimiz de sırılsıklamdık.Onu yataga atıp bacaklarını iki yana açtım girmek için ileri gittiğimde sikimi tutup biraz daha okşamaya başladı. Iyice sert olsun ki zevk daha çok olsun değil mi erkeğim?Diyerek. Sonra hadi içime gir ve beni uçur azgın boğam benim diye amcığının dudaklarını ayırdı. Sikimin başını amına sürtmeye başladım. Bu onu iyice azdırmıştı. Yalvarırım sok artık diye inliyordu. Derken bir hamlede o zaman içinder 18 cm olan yaragımı amına gömüverdim. Halime abla ıhhh hadi pompala beni Muratım diye bagırıyordu.Bende bacaklarını iyice ayırıp başladıp gel gide. Gidip geldikçe daha da hızlanıyordum o da daha yüksek sesle inliyor hızlanmamı istiyordu. aletim onun dipsiz kuyusuna bir girip bi çıkıyordu. Altımda kıvranıyor acaip zevk aldıgı her durumundan belli oluyordu. Artık boşalacagımı anlamıştım. Amından cıkıp karnına oturdum ve yaragımı Halime ablanın tombul göğüslerinin arasına yerleştirdim o da memelerini iki taraftan sıkıştırdı.
Böyle bi kaç geliş gidişten sonra yüzüne boşaldım.Hemen aletimi kavradı ve emmeye başladı. Doymadığı her halinden belliydi. Beni sırtüstü yatırıp mutfaktan bi kavanozda bal getirdi. aletimi bala buladıktan sonra yalamaya başladı. Beni zevkten kudurtuyordu. Kocasıyla yapamadıgı herşeyi benle yapmak istiyordu. Bikaç saniyede aletimi tertemiz yaptı. Sonrada memelerine ve amcığının dudaklarına bal sürüp yanıma yattı. Hemen memelerini yalamaya başladım.Oralar tamamlanınca amına geldi sıra amcığının suyuyla bal karışınca daha da bi tatlanmıştı. Artık ikinci postaya hazırdık. Yataga oturdum ve onu kucagıma alıp kukusuna geçirdim. Arkası bana dönüktü. Ellerimle memelerini kavrayıp zıplamasını ifade ettim. Bir anda lastik top gibi zıplamaya başladı. Bu pozisyon oldum olası Hoşuma giderdi. Ve artık yapıyordum. Deli gibi zıplıyordu.Her zıplayışında aletimin hepsini içine alıyordu. Ben kendimden geçmiş sekilde arkadan sırtını, boynunu yalıyor öpüyordum. Aklımı başımdan almıştı. Biraz sonra suratı bana dönük pozisyona geçtik. Bu seferde kafamı memelerine gömdüm. Yalamaya emmeye başladım. Ellerimle götünü okşuyordum. Arasıra göt deliğine dokunuyordum.Bu arada tanışmak isteyen ciddi bayanlar msn uskudarli81@hote-posta.com ekleyin beni.Derken inlemeleri hızlandı. Zevkten çıldırıyordu. Sanırım boşalacaktı ve sandıgım gibi oldu. çığlık çığlığa henüz içindeyken orgazm oldu. Zevk çığlıkları bittiğinde dudağıma yapıştı.Hiç erkek görmemiş gibiydi. Hayvan gibi saldırıyordu. Ama ben hala boşalmamıştım. önüme çömelip bana 31 çektirmeye başladı. Sonra ağzına aldı ve belki de sexte en iyi oldugu saksoya başladı. aletimi ağzına sokup cıkarırken ağzının içinde dili boş durmuyor yalamaya devam ediyordu. Ağzı da amı kadar zevk veriyordu. Tabi ki bu sakso seansı sonucunu hızlıca vermişti. Boşalacagımı ifade ettiğimde daha süratli emmeye başladı. Zevkin doruklarında boşalıyordum. Ben ağzının içine attırdıkça o içine cekiyor sikimin kafasını emiyordu. Son damlasına kadar yutmuştu spermlerimi. Ama hala sikimi sömürüyor ve ufak diş darbeleri atıyordu. Sonun da sikimi agzından kurtarmıştım. Biraz dinlendikten sonra yeniden banyoya gitti. 5 dakka sonra beni banyoya çagırıyordu. Banyoya gittiğimde küveti suyla doldurmuş oldugunu gördüm. ılık su oldukça güzel duruyordu.Geldiğimi görünce küvete sırtüstü yattı ve beni yanına cağırdı. Küvete girmeden aletimi ağzına alıp biraz kaldırdı. Sertleşince ben de küvete girdim. Suyun içinde amcığının yeri belli olmuyordu. Halime abla da bunu anlamış sikimi tutup kendisi amına yerleştirmişti. Bu arada ılık su bizi iyice azdırmıştı. Amına ilk yüklenişimde amındaki hava bir anda suyun yüzüne baloncuklar cıkmasına neden oldu. Ve birden hızlandım.çap çup seslerin eşliğinde onun o güzel amcığını bir kez daha pompalıyordum. Suyun içinde onu okşuyor her yerini mıncıklıyordum. Bacakları cok pürüzsüzdü. Onları omzuma aldım. Amını sikmeye böyle devam ettim.Küvette de birer kez boşaldıktan sonra bana yemek hazırladı ama yorgunluktan yemek yiyecek takatimiz kalmamıştı. Buna rağmen hala birbirimize yiyecek gibi bakıyorduk. Bana Murat arkadan yapmak ister misin?Ben hiç denemedim ama senle yapmak isterim dedi. Ben de neden olmasın dedim ve kabul ettim.Yemeği bırakıp kanoldukçae oturduk. Halime abla içeri gidip sütyen kilot ve jartiyerden oluşan kırmızı bir dantelli fantezi kıyafeti giymişti. Ben hala cıplaktım ama aletim kalkacaga benzemiyordu. Bunu goren Halime yanıma geldi ve striptize başladı bu arada hafif bir de müzik acmıştı. Bu işte de oldukça etkinydı. Müzik eşliğinde arkasını dondu ve sutyeninin kopçasını acıp kollarından aşagı indirdi. Bana donup yalnızca elleri sayesinde duran sutyenını bırakıp memelerini ortaya cıkardı ve beni heyecanlandırmaya başladı. Sıra altaydı. Bana dogru domalıp geri geri yaklaşmaya başladı.Tam elimi poposuna atacaktım kı benden kaçtı. Sonra yeniden domaldı ve yavasca kilotunu sıyırmaya başladı. Cok nazik hareketlerle indiriyordu. Once sıradaki hedef gorundu. Sımsıkı gorunuyordu. arka delikten hiç yemediği belliydi. Sonra da az once harap ettiğim amcıgı. Ve sonun da kilotu da cıkarmıştı. Sadece jartiyerle kalmıştı.Bu şovun sonrasında benim alet kendine gelir gibi olmuştu. Ama tamamiyle kalmamıştı. Hala kalkmadıgını goren Halime yarı kızgın yarı azgın önüme çömelip agzına aldı ve kısa sürede emmeye yalamaya başladı. Arada bir ısırıklar atıyor az da olsa canımı yakıyordu. öyle yapınca ben de onun meme uçlarını sıkıyor yavas olmasını belirtiyordum. Sikimi iyice sertleştirince içeri koşup göz(ve göt)yakmayan bebe şampuanı ile geldi ve eline döküp sikimi iyice şampuanladı. Sonra şampuanı bana verip tek bacagını yere tek bacagını kanoldukçae koyarak domaldı.
Ben de biraz tükürük biraz şampuanla göt deliğinin deliğini ovalamaya başladım. aslında elimle pek genişletmek istemiyordum.Biraz masajdan sonra hazır olup olmadıgını sordum. O da cok yavas olmamı canını yakmamamı soyledi. Tabi tabi deyip şampuandan köpürmüş sikimin kafasını deliğin ağzına bastırmaya başladım. Bu arada yavaş yavaş die soyleniyordu. Emredersin deyip bir anda abandım. Abanmamla Halime abla cıglıgı patlattı. Ama aletin yarıya yakını girmişti. Biraz daha abanınca ağlamaya başladı. Nolur cıkar cok büyük alamam cok acıyor die yalvarıyordu. Kendin istedin Halime abla pilavdan dönenin kaşıgı kırılsın deyip işime devam ettim.Bu arada altından kurtulmaya calısıyordu ben ise onu coktan karnından kavramıştım. Onu hiç bırakmadan yavaş bir sekilde yuklenmeye devam ediyordum. Her yuklenisimde biraz daha giriyor Halime ablanın aglaması ise yerini inlemeye bırakıyordu. Aglamasının kesildigini gorunce birden abandım ve sikimin hepsini Halime ablanın deliğine kökledim. Halime abla ohhhhh diye kendini bırakıverdi. Ben de hemen gidip gelmeye yani delik genişletmeye başladım gittikçe genişleyen delik Halime ablanın zevk sesleri ve aldıgım tarif edilmez zevk beni ucuruyordu. Sonun da bosalacagımı anlamıştım.Kafası mosmor olan sikimi Halime ablanın kıpkırmızı olan götünden cıkardıgım da Halime abla yere yıgıldı ben de cok yorgundum ama hala bosalmamıştım. Hemen Halime ablayı yan cevirip koltuk altına yaragımım yerleştirdim. Bir kaç gidiş gelişten sonra Halime ablanın yüzüne boşaldım ve uzerine yıgıldım.Kendime geldigimde Halime ablayı uyandırıp artık gitmem gerekiyor dediğimde Murat artık benim kocam sensin. Mehmet 3 gün sonra yine nöbetçi. Seni bekleyeceğim dedi